Kadın
Devletler yöneten, savaşlarda atı, kılıcı, kılıcı kadar keskin zekası ve çelikten kalbiyle savaşan, değiştiren, dönüştüren varlık. Okuyan, yetiştiren, gülümseten, ayakları yere sağlam basan ve hayalleri en canlı tonda kurabilen. Eline dünya verildiğinde çok daha güzel şekilde çekip çevirebilen. Hakları teslim edilmesi gereken, dövülmemesi, sövülmemesi, öldürülmemesi gereken kadın. Narin olarak adlandırılıp korunması gerekenler kategorisinde yaşatılmaya çalışılan kadın. Kimden?Bazen karnında canından can kattığı varlıktan, bazen elini tutması gereken hayatta eş olarak seçtiği kişiden, bazen en yakınından dağ olması gereken babasından. Elden önce kendinden olanlardan. Emek verdiği, karnını doyurduğu, besleyip büyüttüğü, saygıda kusur etmediği canlarından. Kadın narin korunması gereken bir varlık değildir, duygusal olarak dünyaya daha farklı bakabilmesi, onun üstün özelliklerinden birisidir. Biri farklı baktığı, farklı düşündüğü için zayıf olarak nitelendirilebilir mi? Şüphesiz bu ön yargı kıskacına sıkışmış bir zihnin oyunudur. Şimdi zihninizi çok önemli bir noktaya odaklamanızı istiyorum. En yakınınızdaki kadını düşünün. Bir haftalığına onun penceresinden hayata bakabilseniz neler olurdu? Karşınızda sizin gibi biri olduğu detayını atlamayalım lütfen. Bu önemli. Güne başladığı andan tutun da bitirdiği ana kadar bir hafta boyunca bu bedende dertleniyor, seviniyor, rahatsız ediliyor ve mutlu oluyorsunuz. Kadın olduğunuz için bakışlar, düşünceler, tavırlar değişiyor görüyor musunuz?
Haberlerde geçen kadın cinayetlerini dinlerken buz kesen ellerinin soğuğunu hissedebiliyor musunuz? Baskıladığı, anlatamadığı, yaşayamadığı hayatını gözden geçirdiği anlardaki hislerinin ağırlığı omuzlarınızı ağrıtıyor olmalı. Halinizden hiç anlamayan insanların arasında bulunduğunuzu düşünün şimdi, bencillikleri kalbinizi parçalara bölüyor değil mi? Size yüklenmeyen onca yükü nasıl kaldırmak zorunda bırakılıyor. Kadınlar güçlüdür ama güçlü olan hiçbir varlık gibi onlarda ağırlık altında kalmaması gereken güzel varlıklar. Ayakları altında cennetin olduğu annelerimize bakalım şimdi. Evi yuvaya dönüştüren bu güneşler için ne kadar güzel söz söylesek az kalır. Evin, çocuğun, eşin, akrabanın, elin ve binbir türlü insanın sözlerini davranışlarını bedeninin toprağında dönüştürmeye çalışan kadın. Senede bir kere hatırlanırsa eğer anneler gününde hediye alınan. O da çoğu zaman kişisel bir eşyadan ziyade mutfakta kullanabileceği bir alet edavat olan. Aldatıldığında bile suçlu görülen, boyun eğmesi gerektiğine inanılan kadın. Erkeğin elinin kiri kadının suçsuzluğunu kirletiyor. Ama susması, kabullenmesi isteniyor.
Okula gittiğinde dünyayı daha büyük görebildiğinde karanlıklarla engelleniyor. İşe girdiğinde en çok kadınların maruz kaldığı, belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra engelleyen cam tavan sendromuyla karşı karşıya kalıyor. Sokakta, evde, okulda, işte, otobüste aklınıza gelebilecek her yerde tedirgin ediliyor. O bir haftanın bitmesini iple çektiğinizi biliyorum. Kafanızdaki düşünceleri kökleştiren sözleri, yaşadıklarınızdan yaptığınız çıkarımları bir anda kenara atmanızı bekleyemem bunun zor olduğunu biliyorum.
Şunu çok iyi bilelim ki kadın saçıyla, kıyafetiyle, duruşu, düşüncesi ve gücüyle bir bütündür ve hiçbir bütün parçalanmayı, dağıtılmayı hak etmez. Dünyanız kalbiniz gibi olsun. Kıymet bilebildiğiniz, hayata farklı pencerelerden bakabildiğiniz aydınlık yarınlar diliyorum.