Özgüven

Bu içerik için ortalama okuma süresi: 2 dakika

Özgüven Nedir?

Özgüven, kişinin kendi hakkındaki ifadeleridir. Koşullara, gelişmelere ve konuma göre değişiklik gösterebilir. Temele inildiğinde özgüven, doğumla başlayan ve bir yaşına kadar devam eden dönemde, ki bu döneme “temel güven duygusunun oluştuğu dönem” denir, oluşur. Özellikle bebeğin annesine veya ona bakan kişiye güvenip sağlam bir bağ kurabilmesi önemlidir. İki yaşından itibaren sorduğu sorulara cevap verilme şekli ve verilen cevapların doyuruculuğu özgüven gelişimi için oldukça önemlidir. Yaş ilerledikçe arkadaşlık ilişkileri ve oyun oynarken geliştirdiği yaratıcılık ve özgürlük kavramları önem kazanmaya başlar. Bu yeni ilişkilerle toplumsal ilişkileri de gelişmiş olur. Maslow, insanın temel ihtiyaçlarını sıralamış ve tabandan tepeye doğru bir piramit oluşturmuştur. Doyuma ulaştırılması gereken ihtiyaçlar sırasıyla; fizyolojik ihtiyaçlar, güven ihtiyacı, sevgi ve ait olma ihtiyacı, saygı ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Bu ihtiyaçların giderilmesi kişinin kendine güvenmesini, güçlü ve yeterli hissetmesini sağlar. 

Özgüveni Etkileyen Faktörler Nelerdir?

İlk olarak anne baba tutumları önemlidir. Bugün oldukları anne babayı etkileyen kendi çocukluk dönemlerini de unutmamak gerekir. Aslında bize yansıtılan bir söz veya davranışın temelinde zincirleme anılar vardır. Anne ve baba özgüveni olan bir çocuğa sahip olmak istiyorlarsa öncelikle kendilerine, sonra birbirlerine, ardından çocuklarına güvenmelidirler. Aşırı koruyucu tutum sergilemek, tutarsız anne baba tutumları, aşırı otoriter tutum çocuğu olumsuz etkilerken demokratik tutum benimseyen ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar temel güven duygusu gelişmiş, sorumluluk almaktan korkmayan, sosyal bireyler olacaklardır. Boşanma, baba yoksunluğu ve cezalandırma gibi negatifliklerin içinde kalmış olan bir çocukta uyum ve davranış bozuklukları ortaya çıkması olasıdır. 

Özgüven Nasıl Kazanılır?

Özgüvenimizi korumak ve geliştirmek için bazı taktiklere ihtiyacımız olabilir. İlk olarak kişi kendini olduğu gibi kabul etmelidir. Güçlü yönlerini bilip başarılarına odaklanmalı, kendine ve başkalarına iyi duygular beslemeye çalışmalıdır. Hata yaptığında biriktirmeden düzeltmeye çalışmalı, başarılarını düşünürken kusurlarını göz ardı etmemeye özen göstermelidir. Çevresinde özgüvenini zedeleyen kişilerden uzaklaşıp, kendine güvenen ama mütevazı insanlarla birlikte olması büyük oranda yardımcı olacaktır. Jim Rohn’ un “İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” sözünü belkide bir kez daha düşünüp kendi hayatımıza enjekte edebilmeye çalışmalıyız. 

Özgüven Ve Ego Arasındaki Fark Nedir?

Çoğumuzun karıştırdığı özgüven ve ego kavramlarının farkını açıklamakta fayda var. Ego gösterişi sever; özgüven ise başarı sürecini esas alır. Bugün teknolojinin sosyal medya tarafındaki kolunu incelersek, nasıl göründüğümüz, nereyi gezdiğimiz ne yiyip ne içtiğimiz, arkadaş çevremiz, aile yaşantımız, kiminle beraber olduğumuz bir sır olmaktan çıktı. Ego savaşları hız kesmeden devam ederken onay alma ihtiyacıyla paylaşım yapmaya devam ediyoruz. Başkasının konuşmasına izin vermeyen egoya inat, özgüven dinlemeyi bilen taraftır. Ego her konuda uzmanken özgüven hala öğrenilecek bir şeyler olduğunun farkındadır. Ego yardım kabul etmez çünkü zayıflıklarını göstermek istemez, özgüven nasihate açıktır.

Sonuç

Bugün bu bilgilerle ne yapacağınızı siz belirleyeceksiniz. Kim olduğunuzu dürüst bir şekilde kendinize itiraf edin. Elinize bir kalem alıp eksi ve artı yönlerinizi yazarak eksi yönlerinizi düzeltip artı yönlerinizi daha da artırmaya çalışacağınıza söz verin. Bugün devam eden hayatınızın miladı olsun. Özgüven denildiğinde akla gelen ve dik duruşunuzla başarı kupasına adınızı yazdıran siz olun. Bir yaşam hakkınız var ve zincirlemeyle gelen anılara siz nasıl destek veya engel olacaksınız ona karar verin. Çünkü dün sizi etkiledi. Yarın ise sizden sonrakileri.